ANAYASA MAHKEMESİNE BİREYSEL BAŞVURU HAKKINDA...
Bugünlerde anayasa değişiklik paketimiz gündemde iken, içinde yaşadığım bir bireysel başvuru olayını sizlerle paylaşmak isterim. Bu olayı anlattıktan sonra mevcut düzenleme ile olması gereken düzenlemeler üzerindeki düşüncelerimi paylaşacağım.
2003 yılı içinde hükümet bir Kanun çıkarıp Gelir vergisine ek olarak alınan Fon payı adındaki ek vergiyi kaldırdı. Düzenlemeye göre 2003 yılı gelirleri için fon payı uygulanmayacaktı. Ancak bazı gelir türleri için fon payı, bağlı olduğu gelir vergisi gibi stopaj yoluyla da tahsil edilmeye 2003 yılı boyunca devam edilecekti. (Serbest meslek geliri, menkul ve gayri menkul sermaye iradı gelirleri). Stopaj yoluyla vergileme demek, eğer hakkında nihai vergileme olacağına dair hüküm yoksa, yılı takiben verilecek yıllık beyannamede, yıl içinde avans mahiyetinde alınmış olan vergiler için nihai hesap yapılacak demekti. Yani eksiklik varsa tamamlanacak, fazlalık varsa geri alınacak Ne yazık ki yıl içinde kaldırılan ve yıl sonunda beyan edilmeyeceği açıklanan vergi için, stopaj uygulaması yıl sonuna kadar sürdürüldü. Bu haksız uygulamayı bir çaresine bakarlar diye öylesine izledik ve ödedik. Yıl sonunda bir şey olmadı, ticari gelir sahibi mükellefler % 40 azami oran ile vergilendirilirken, bizim yıl içinde ödediğimiz fon payları eşitlik ilkesine aykırı olarak ilaveten sırtımızda kaldı.
Satırların yazarı, ihtirazi kayıtla beyanname verdi,. Mahkemede fon payını kaldıran kanunun eşitlik ilkesi açısından anayasaya aykırı olduğu iddiasında bulundu, talebinin ciddiye alınmasını istedi. Vergi dairesinin savunması, “Vergi oranı % 45 den % 40 a indi ya daha ne istiyorsun” mahkemenin kararı ise “iyi ki fon payı kalkmış yoksa sen davacı, şu kadar daha ödeyecektin..” oldu. Kuruşu kuruşuna hesaplamış hakim bey. 6668 ytl yetmemiş 1200 ytl daha verecekmişim. Davamız reddedildi. Temyiz dilekçesinde vergi yükü tablosu yaptım, her gelir türünün o yıl % kaç vergi oranı ile vergilendirildiğini gösterdim. Anayasaya aykırılık talebimi tekrarladım. Açık söyleyim yalvardım. Sonuç yine aynı. RED. 3 ü hakim, 5 i danıştay üyesi 8 vergi yargıcı bu haksızlığı göremedi. Kim gördü. Anayasa mahkememize Anadoluda bir mahkemeden gelen aynı konulu davada sadece biri vergiden anlayan Sayıştay kökenli Anayasa mahkemesi başkanı ile üyelerinin tamamı oybirliğiyle bu kanunu anayasaya aykırı buldu.
Anadolumuzun ideal sahibi genç hakimleri, yasalarımızdaki idealist uygulamaların heyecanlı tecrübe tarayıcıları, her gün Anayasa mahkemesine dava gönderiyorlar. Çoğu reddedilse de yorulmuyorlar. Ancak İstanbul'da işler değişik, vergi konusundaki anayasa mahkemesi kararlarının neredeyse tamamı Anadolu'dan sevk edilmiş. Kesin bir tarama yapsam bir tane ya çıkar ya çıkmaz. Bu mahkemeler bizim anayasamızda bir sayfa boyunca detaylı olarak düzenlenmiş olan bireysel başvuru hakkımızı, kurumlar arası savaşa kurban ettiler. İstanbul yargıçları biz en iyisini biliriz deyip bitirdiler davaları, Danıştay da ikizi yargıtay gibi zaten Anayasa mahkemesinden hiç haz etmez. Halbuki aynı sıklıkla Danıştay ve yargıtayın da Anayasaya aykırılık iddialarını kabul edip Anayasa mahkemesine gitmeleri gerekir. Not. Vergi ziyaı cezasının gecikme zammına bağlı kuyruklu kısmı için de anayasa aykırılık iddiasında bulunmuş idim. Onun da hikayesi tamamen aynı O kanunun iptalini Anadoluda görevli genç yargıçlarımız sağladı, kaybettiğim davanın 5 yıl sonrasında. Bilenler bilir.
Anayasamızda düzenlenen anayasa mahkemesine bireysel başvuru hakkının konuşulduğu günlerde fikirler uçuşuyor hocalarımız arasında. Olabilecek en kötü şey hiçbirşey yapmamaktır. Bunu düşünen hocam varsa bu yazıyı bir daha okusun. Haberlerde geçen anayasa mahkemesine bireysel başvuru hakkı insan hakları ile sınırlı olacak yönündeki habere bakılacak olursa durum pek değişmeyecek gibi. Haksızlıklar devam edebilir. Benim teklifim şudur: Değil mi ki anayasa mahkemesinin üye sayısı iki katına çıkarılıyor. Kadrosu da genişletilsin, mahkemelerden insaf ve izan bekleyeceğimize, sınırsız başvuru hakkına sahip olsun vatandaş, ciddiyet kararını, anayasa mahkemesinde oluşturulacak üç üyenin sorumluluğu ve 5-10 tetkik hakiminin taramasından geçirerek versinler. Gerekirse 100 hakim çalıştırsınlar da adaletin şirazesi kaçmasın. Buna benzer bir uygulama Avrupa insan hakları mahkemesinde uygulanıyor. Herkes dava açıyor ama pek azı esastan incelemeye alınıyor. Bir davanın bir mahkemeyi ilgilendirip ilgilendirmediğini en iyi yine kendisi bilir. Yukarıdaki gibi ciddi haksızlıkların önüne geçilmiş olur. Dava veya temyiz aşamasında sadece bir kere müracaat hakkı verilir. Bu tür talepler için 7 günlük ön inceleme süresi verilebilir. Anayasa mahkemesinin gereksiz davalarla uğraşmaktan kurtulmasını da sağlar. Nitekim Anayasa mahkemesine mahkemeler yoluyla gelen davaların % 90 lık kısmı reddedilmektedir. Kısaca fikrim şu ki, kararınız ne olursa olsun, kesinlikle ciddiye alınma olayı olmasın artık. Biz vesayet is-te-mi-yoruz.
Adaletsizliğin sonucu olarak, yukarıda bahsettiğim dava ile ilgili olarak hükümet bir kanun daha çıkardı yaptığı yanlışlığı anlayarak aldığı fon paylarını 5 yılın dolmasına 1 yıl kala geri vermeye çalıştı. Bu kanundan benim bile haberim tesadüfen oldu. İstanbul'un bir vergi dairesinde fon payını geri isteyen tek mükellef benim, kanuna göre sadece verginin aslı iade edilecek, tabi genel hükümlere göre. Genel hükümlere göre de vergi iadelerini düzenleyen tebliğe uyulacak. Bu konuyu, tebliğin hatalar bölümüne bağlamış Gelir. idaresi başkanı kardeşimiz. Sanki hatayı mükellef yaptı. Sanki o tebliğ dokunulmaz, bir alt başlık daha ilave edilemezdi sanki. Tebliğin ilgili bölümüne göre farklı daire borcuna mahsup istenirse - sanki başka devletin dairesi - 5 yıllık makbuzlar toplanacakmış stopaj yapan mükelleflerden, 66000 ytl lik gelir vergisini sadece bir listeyle gelir vergisinden düşüyorsun. % 10 u kadarcık vergiyi belgesiz vermem diyorsun... 1 ay sürdü toplayıp verdim Kasım 2008 de, 6 aydır sonuçlanamadı. Nedenmiş mevzuat böyle diğer dairelerden yazılı teyid bekliyorlar. En son sorduğumda “3000 ytl lik kısmı gelmiş onu gönderebiliriz dairenize üstad” diyorlar... Hasılı, zararımın tutarı, 6668 ytl vergi, nasıl olsa kesin kazanırım diye ödemediğim gelir vergisinin 5000 ytl lik gecikme zammı, 5 yıllık ekonomik değer kaybı gecikme zammı hesabıyla en az 20000 ytl, toplam 31000. Teyitler toplanırsa iade alınacak para 6200 ytl. Makbuzların da bazılarına ulaşamadıydık. Eski Bakan, eski eski gelir idaresi başkanı, ilgili daire başkanı ve kadrosu, 3 hakim, 5 danıştay üyesi, “iade edilemez, gider bile yazılamaz” diye makalesini bitiren maliyeci makale üstadları... bir gün zararımı ödeyecekler. (Kadı 2/3 xxx) Son sözüm, maliye maliyecilere bırakılmamalı. Yaptıkları her iş mali hukukçuların öndenetiminden geçmeli. Mali hukuk yüksek lisansı yapınca anladım maliyenin kaç bucak olduğunu... müfettiş, ymm olunca değil...