NEDEN
OLMASIN – 1 TRAFİK: SOLA DÖNÜLMEZ, Mİ ?
Kanunlara ve kurallara uymak bir alışkanlıktır. Alışkanlık ise bir şey düşünmeden yapılan düşünce ve davranışlar bütünüdür. Çoğu zaman iyi olduğu kadar kötü alışkanlıklarımız da vardır. Kanunlara ve kurallara uymayı alışkanlık haline getirebilmek için kanun ve kuralların da hakkaniyete uygun, akla mantığa sığan, kişilerce haklı bulunacak doğrulukta olması lazımdır. Kanun ve kuralların bir kısmı mantıksız ve anlamsız olursa, kişiler bunları değerlendirmeye başlar, bazılarına uyduğu gibi bazılarına da uymaz. Sonuç olarak alışkanlığını kaybeder. Kuralları herkes doğru mu değil mi diye değerlendirmeye kalkarsa, kurallar çok kısa sürede kağıt üstünde kalır, bir de yeterince kontrol edilmezse hiçbir anlamı kalmaz.
İstanbul'un bir çok yerinde neden konduğu anlaşılamayan, binlerce kişi tarafından da sürekli olarak ihlal edilen sola dönülmez, girilmez, tek yön uygulamaları vardır. Bu tabelalar yıllarca yerinde durur ama kimse de bunlara uymaz. İnsanlar artık bir çok yerde düşünecekler “durmaya gerek var mı yok mu, dönülse ne olur, etrafta polis var mı?” Sonuçta kurallarla sağlıklı trafik akışı sağlayalım derken, trafik kurallarını ihlal etmeye meyilli insanlar çoğalır.
İstanbulda Bahçelievler ilçesinin Yayla semtindeki kavşağı Haznedar yönünde geçtikten 150 metre sonraki bir noktada RÖNTGEN sokağına sola dönülmez tabelası vardır. Bu noktanın ilerisindeki kavşakta, üst geçit ile yeniden düzenlenmeden önce sola dönüş imkanı veren trafik ışıkları vardı. Şimdi orada artık sola dönüş imkanı yok. Gerisindeki yayla kavşağında da sola dönüş yasaktır. Dönülemezdir de. Kısaca ilerisinde ve gerisinde sola dönüş imkanı olmayan bu nokta, Taşyol ve Basın sitesinde oturan binlerce insanın tek ulaşım noktasıdır. Yasal dönüş imkanı 1250 metre uzakta Haznedar arkasındaki Güngören belediyesinin altında (U dönüşü serbest ise.). Halka diyorsunuz ki, sen evine istirahate veya yol yorgunluğundan kurtulmaya 100-200 metre kalmışken, 2500 metre daha git dolan gel, aynı yerden gir. Halk da robot... Bu noktadan yasak olmasına rağmen günde en az ikibin araç sola dönmektedir. 20.9.2009 tarihinde gece 22.15 te yaptığım 5 dakikalık gözlemde 21 aracın bu noktadan geçiş yaptığını müşahade ettim. 21 x 12 = saatte 242 adet günde 20 saatte yaklaşık 2000 kasdi trafik ihlali.. (Yeni gelişmeyi sunuyorum: bahsettiğim yere duvar örüldü, kimse dönemiyor artık. Nerden dönecekler peki, canları cehenneme nerden dönerlerse dönsünler. Yayla kavşağından veya benzincinin arkasından, sonuç bu kez yayla kavşağının tıkanması ve yolun genişliğinden istifade haksız geçişler. Kavga çıkarsa kim sorumlusu olacak. Düşünen yok ki.)
Yine Bahçelievler de Basın sitesinin önünde küçük bir park içinde heykel bulunan bir kavşak vardır. Alanın son düzenlenmesinden sonra sitenin önünde bulunan 60 metre uzunluğundaki yan sokak, alana gelen araçlar tarafından bir çeşit etrafında ring yapılan daire olarak kullanılmakta ve etrafından dolanılmaktadır. Ancak nedense bu sokağa girmek yasaktır. Kişilere buradan dönme, Dairesel Basın sitesi sokağını (280 metre) dolaş denmektedir. Dönen araçlar da karşıya geçmeye çalışan trafiğin önünü kesmektedirler. Ancak bu araçların kısa yolda dönmekle elde ettikleri tasarruf ihmal edilemeyecek kadar da çoktur. Sonuçta geçenler de haklı, onlara kızanlar da. Haksız olan bu alanı bu şekilde düzenleyenlerdir. Aynı gece 22.25 te yaptığım 5 dakikalık gözlemde ihlalen dönüş sayısı 16 dır. Saatte 16 x 12 = 192, günde yaklaşık 20 saat hesabıyla 1800 kasdi trafik ihlali. Yol çok dar olduğundan yasal yönde araç geçmemiş ve geçememiştir. Ayrıca yolun bu şekilde kullanılmayacağı yönünde yöresel konsensüs mevcuttur. Yöneticilere duyurulur. Bir kere yasal yönden inadına gireyim dedim. 60 metreyi geçemeden karşımda iki araba belirdi. Derdimi anlatmaya fırsat kalmadan 5 araba oldu. Yasal yol hakkı sahibi olarak geri geri gitmek zorunda kaldık! (İşin tuhafı bu minik sokağa girmek çok zordu, sokağın girişi keskindi (gene de geçerlerdi ya), bir küçük onarım yapıldı keskinlik ve giriş zorluğu kaldırıldı, yasak tabelası konuldu. Anlayan varsa beri gelsin.) Davul ve tokmağın başka ellerde olduğunun kanıtı.
Ben bu satırları yazmak üzere tereddüt halinde iken, ilerideki Bahçelievler İSKİ nin bitişiğindeki Vita sitesinin sağ ve solundaki sokaklar çok düşük düzeyde trafiğe sahip olmalarına rağmen biri gidişe biri gelişe tahsis edildi. Yine yasaklar geldi. La havle.. Kimsenin de umurunda değil yine. Tunç Dal Yüzatlı! sokağında aynı gece yaptığım yine 5 dakikalık gözlemde yasal yönde hiç araç geçmezken ters yönde ben hariç 3 araç geçmiştir. Dakikada 1 araçtan az.. Dakikada 1 aracın ancak geçtiği ve sokak genişliği itibariyle sürücülerin kendiliğinden çözebilecekleri bir geçişe müdahale etmenin anlamı nedir? Şudur diyor Devlet ve onun organları: “Siz 2 kişi burada geçişmeyi beceremezsiniz, ben yardım edeyim” ama neyle yasakla. Yasak demek ceza demek, kaza halinde haklının haksız, haksızın haklı olması demek. İstanbul'un daha başka yerlerinde de benzer düzenlemeler vardır. Mesela Güngören Kale merkezinin etrafındaki sokaklara ulaşım çatlatır insanı, Köyiçi ne gitmek yasak. Bütün dönüşler kapalı. Bakın bakalım millet dinliyor mu yasağı... yasal olması için ne lazım, çok değil 1500 metre.. Kiminle yarışıyorsunuz anlamıyoruz. Dost musunuz düşman mı?
Kişisel sonucum: 30 yıllık sürücü olarak 3 ve 4 lü kavşaklar dışındaki ışıkların tamamını sorgularım. Gerek görmezsem geçerim. Gece 24 olur, kavşakların serbest kontrollü geçişe açılması gerekirken 02 ye kadar hala trafiği durdurur. Gelen yok, giden yok. Ama sen yine de bekle denir milletimize. Oysa eskiden saat 21 de serbest kontrollü geçiş başlardı tüm İstanbulda... Alışkanlık oldu trafik kurallarını sorgulamak...
Anlaşılan o ki,
1- Trafiği düzenleyenlerin ilgili bölgede ne işleri vardır ne evleri.
2- Düzenlenen trafik alanı, sonradan fayda görüp görmeme konusunda hiç kontrol edilmemektedir. Trafik ihlalleri yıllarca sürdüğüne göre..
3- Yetkililerin halk ile de hiç ilgisi yoktur. Tamamen dosya üzerinde yapılan çalışmalar söz konusudur. Bu alanları kim düzenler kim trafik ışıkları koyar bilen varsa beri gelsin.
2003 yılında İ.Çalışlar Caddesinde her hafta kaza olan bir kavşağa trafik ışıkları konulması için bir talebim olacaktı. Emniyet ve Trafik polisinin her türlü birimine sordum. Sorumluyu bulamadım. 10-15 telefondan sonra bir saat içinde, bir makamın özel kalem müdürünün sekreteri biraz beklettikten sonra! dedi ki: “biz ilgilenmiyoruz, ışıkları belediye koyuyor.” Muhatap bile olamadık. SONUÇ: Ne polis biliyor ne halk, İlk telefona bakan polisin veya santral memurunun dahi bile bilmesi gerekirdi.. Halk bilseydi Belediyenin kısmen yetkili olduğunu aynı başkan iki kere seçilemezdi.
Trafik ışıkları, tabelaları ve alan düzenlemelerinin işlevselliğinin kontrol edilmesi de çok önemlidir. Örneğin, TOPKAPI Yeşil kunduranın alt tarafındaki kavşak, dairesel dönüşe müsait iken nedense yuvarlağın kenarları keskinleştirildi. Tabela konularak dönmek yasaklandı. Millet dinler mi, keskin filan dinlemedi geçtiler ve geçtik. Ama bir ay bile sürmedi. Keskin kenarlar düzeltildi, daire etrafında dönüş yeniden açıldı. Yetkililere teşekkür ederiz. Yanlıştan dönmekte acele edilmesi iyi oldu takdir topladı.
Yasak koymak, kanun koymak kadar sonuçları ağır olan bir hukuk olayıdır. Ceza getirir, haklıyı haksız, haksızı haklı yapar. Bu konuda yetkililerin yetki ve sorumlulukları yeniden düzenlenmeli halkın katılımı sağlanmalıdır. Trafik keşmekeşini ve sürücülerin aymazlığını çözmek ilgili alandaki yasaları uygulayan ve yeni yasalar öneren İÇ İŞLERİ BAKANLIĞI nın görevidir. Son noktayı koymadan yaptığım incelemede trafik sorununun sebebinin, il ve ilçe trafik komisyonlarının kuruluş ve çalışmasını düzenleyen mevzuat olduğu anlaşılıyor. Vali ve kaymakamdan başlayan kurullar, Birkaç bürokratın da dahili ile göstermelik üniversite ve dernek temsilcilerinden oluşuyor., Esnaf odası, şoförler cemiyeti gibi derneklerin kökleşmiş, görevinde ihtiyarlamış, bürokratlaşmış dernek başkanlarının durumu malum, bu kişilerin bizzat veya bilvekale halkı temsil etmesi ne kadar mümkün olabilir. İl ve ilçe trafik komisyonları yoktur yerine karar verici Emniyet trafik amirliği ve tabela dikici belediye mevcuttur. Halk bu komisyonlarda temsil edilmemektedir. Hükümet yapacağı bir kanun değişikliğiyle komisyonun oluşumunda halkın katılımına yönelik yenilikler yapmalıdır. Örneğin önemli kararlarda referandum yöntemi başta olmak üzere, iş muhitlerinde önde gelen iş yeri yöneticilerinden, meskün mahallerde, muhtar ve muhtarın belirleyeceği 10 civarında meskun kişilerin görüşüne başvurulmalıdır. Daha da önemlisi trafik konusunda belediye meclislerinin görevlendirilmesi düşünülerek, bu işin bir emniyet işi değil, organizasyon işi olduğu temel fikrine geçilebilir. NEDEN OLMASIN.
ÖMER BATAROĞLU YMM